Dünya’daki Fakirliğe Bakış

Dünyadaki fakir insanların çoğu kanunsuzluk, yeterli beslenememe ve düşük eğitim kalitesi ile yaşamak zorundadırlar. İyi bir sağlık hizmeti alabilmek için de yeterli paraları bulunmamaktadır. Birleşmiş Milletler’e (BM) göre dünyadaki yoksul insanların büyük bölümü yasaların korumasından çok uzakta yaşıyor. Yani adalet sadece zenginler ve güçlüler için işliyor.

Fakirlik ve Günlük Şiddet!

Kırsal alanlardaki ve gelişmekte olan ülkelerin küçük şehirlerindeki şiddet başlıklarını nadiren medyada haber olarak görürüz. Uluslararası Adalet Misyonu’ndan Gary Haugen‘e göre “Kanunsuzluk, şu an kanser, araç kazaları, savaş ve sıtmanın birleşmesinden daha fazla ölüm ve fiziksel zarar riski oluşturan toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti açığa çıkardı”. Mesela Hindistan’da birine tecavüz ederseniz hapishaneye girme ihtimaliniz, yıldırım çarpması ile ölme ihtimalinden daha azdır. Yoksul insanların yaşamlarını hayal etmeye çalışırken, özellikle kadınların ve çocukların büyük bölümünün hayatlarının her gününde şiddete uğramaktan korktuklarını hatırlamamız gerekiyor.

Bugün dünyada köle olarak yaşayan yaklaşık 27 milyon erkek, kadın ve çocuk var. Bu rakam birçok ülkenin nüfusundan bile fazladır. Çoğu köle, fabrikalarda, çiftliklerde, tarlalarda ve özel evlerde çalıştırılmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), köle olan ya da köleliğe benzer uygulamalara maruz kalan yaklaşık 8,4 milyon çocuğun olduğunu tahmin etmektedir. Gece gündüz demeden çalışmaya zorlanan bu çocuklar, eğitim haklarından yoksundurlar ve sıklıkla şiddete ve cinsel istismara uğramaktadırlar. Google Giving Direktörü Jacquelline Fuller“Yoksullara, özellikle de kızlara ve kadınlara yönelik denetlenmeyen şiddet suçları sadece bir insan hakları sorunu değildir. İşleyen kamu adalet sistemlerinin çözümün bir parçası olmaması durumunda hiçbir dış yardımın düzeltemeyeceği bir gelişmedir. ” diyerek bu duruma açıklama getirmiştir.

Sağlık Hizmetlerinin Yetersizliği!

Fakir bir insanın olağan tanımı, yemek yiyemeyen biridir. Bununla birlikte, artan gıda üretimi, azalan fiziksel emek ve sudaki iyileşmeler sayesinde yoksul kesimdeki insanlar, artan gıda tüketiminden büyük fayda sağlayacaklardır. Buradaki sorun miktardan çok yiyeceğin kalitesidir. Yoksullar, beslenme bozukluklarında bir mikro besin öğesi (vitamin, mineral ve antioksidanlar) eksikliği çekmektedir; bu da kişiyi zayıflatabilir ve çalışamaz hale getirebilir. Endonezya’nın kırsal kesiminde demirle güçlendirilmiş balık sosu verilen erkekler daha fazla çalışabilir ve sonuç olarak daha fazla para kazanmış olurlar.

Aileler, alkol, tütün ve festivallere para harcamayı bıraktığında yiyeceklerle daha fazla harcama yapabilir; fakat gıda üzerinde daha fazla harcama yapıyor olsa dahi, kaba tahıllar ve yapraklı sebzeler gibi daha besleyici yiyeceklerden ziyade daha iyi tada sahip yiyecekleri almayı tercih ederler. Bir keresinde, insanlar Batı Bengal’in başbakanı paradan tasarruf etmek ve sağlığını iyileştirmek için daha fazla sebze ve daha az pirinç yemelerini önerdiğinde kendisini protesto etmişlerdi. Uzun boy, çocukluk döneminde iyi beslenmenin bir ölçüsüdür ve bu nedenle Güney Asya’daki fakir insanların çoğu kısa boyludur. 2005 yılında, Hindistan nüfusunun yaklaşık üçte biri yetersiz beslenmiştir. Çocukluk çağında yetersiz beslenme, kişinin gelişim kapasitesini ve yetişkin olarak para kazanma yeteneğini azaltabilir. Çocuk beslenmesine küçük bir yatırım yapmak, gelecekte sağlık ve kazanç potansiyelinde büyük bir kazanç sağlayabilir.  Örneğin, Kolombiya’da besin paketleri çocuk yemeklerine serpilir ve Tanzanya’da annelere hamilelik sırasında iyot verilir.

İnsanlar sağlıkla ilgilenir ve bu konuda önemli miktarda para harcarlar ancak yoksullara sunulan sağlık bakımının kalitesi genellikle düşüktür. Doktorların çoğunluğu, yetersiz teşhis ve fazla ilaç verme eğilimindedir. Antibiyotiklerin yanlış kullanımı, zayıf hasta uyumluluğu ile antibiyotik direncinde artışa neden oluyor. Doktorlar hastalarıyla çok az vakit geçiriyor ve bu hastalar daha sonra kendi kendine teşhis uygulamak zorunda kalıyorlar.

Çocuk Evliliği

Günümüzde yaşayan dört kızdan birinin evlilik yaşı 18’dir. Yaklaşık 15 milyon kız da henüz o yaşa bile ulaşamadan evlendirilmektedir. Şiddet, yoksulluk ve çocuk evlilikleri arasında da sıkı bir ilişki vardır. Ebeveynler, evliliklerin kızları cinsel saldırı ve tacizden koruduğuna inanırlar. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre Bangladeş’te kızların yaklaşık % 29’u 15 yaşından önce ve %65’i 18 yaşından önce evlenecektir. Erken evliliklerin bir kız üzerindeki zararlı etkileri çok fazladır. Çoğu genç gelin okulu bırakır. Doğum yaşlarında 15-20 yaş arasındaki gebe kadınlar, doğum sırasında 20 yaş ve üstündekinden iki kat daha fazla ölürken, 15 yaşın altındaki kızlar ise beş kat daha fazla risk altındadırlar.

Eğitim

Gelişmekte olan birçok ülkede okul kayıtları artış gösterdi. Çünkü hükümetler, daha fazla okul inşa etti ve ilkokul eğitimi ücretsiz. Gençlerin aileleri için para kazanabileceği gerçeğine rağmen ortaokul kayıtları bile yükseldi. Maalesef kayıtlar çoğalmış olsa bile eğitimin kalitesi çok düşüktür. Ebeveynler, eğitimi çocuklarına daha fazla para kazandırmanın bir yolu olarak görürler; bu nedenle, çocuklarının hepsine eşit şekilde yatırım yapmak yerine en vaat eden çocuğun eğitimine yatırım yapma eğilimindedirler. Çocukların yetenekli olmadıkları düşünüldüğünde okula devam etmeleri teşvik edilmez ve öğretmenler, en iyi öğrencileri mezuniyet sınavlarına hazırlar ve daha az yetenekli gördüklerini görmezden gelirler. Birçok çok yetenekli çocuğa şans tanınmaz. Ancak geride kaldıklarında kendilerini suçlarlar ve nihayetinde okulu bırakıp işçi veya esnaf olurlar.

Yetersiz Eğitim
Yetersiz Eğitim

Fakirliğin sebebi toplum ve toplumun kuralları hatta dış etkenlerdir. Bir çok gelişmiş ülke uzaktan görülmese de gizliden gizliye ufak ülkeleri sömürmektedir. Her ne kadar eğitim önemli olsa da başta devletin rol oynaması gerek bu konularda ancak iş gücünün artması devlet sermayesinde artış sağladığı için, okutmak ikinci plana hatta daha gerilere atılmakta. Ailelerde geçimini sürdürebilmek aç kalmamak için bu duruma ayak uydurup bütün aile çalışmakta.

Yazı: Kürşat, ekleme ve derleme Fakir Yazar.
Saygılar.



Dünya’daki Fakirliğe Bakış” için 8 yorum

  • 26 Şubat 2018 15:03 Mücahit DOĞAN Cevapla

    Ah fakirlik ve parasızlık… En değerli varlık olarak yaratılan insan, günümüzde yaşam şartları gereği paranın kölesi olmuş durumda. Eğitim, aile ve devlet politikaları bu konuda büyük rol oynamakta, ülkemiz son yıllarda bu konuda ilerleme gösterse de hala yeterli düzeyde değil bence, millet olarak daha çok üretmeli ve daha çok gelişmeliyiz.

    • 27 Şubat 2018 00:40 Fakir Cevapla

      Eğitim sistemi düzelmesi gerek dengeli değil! Herkes üniversite mezunu bu ülkeye çiftçi de lazım, işçide lazım her şey lazım ama bu kadar üniversite öğrencisi yapıp mezun edersen onlara iş sağlamalısın sağlayamazsan işsizlik çoğalır ve geri kalan sorunları tahmin edebilirsiniz. Örnek veriyorum bu ülkeye ne kadar doktor gerek 2500 o kadar doktor mezun et. Yada öğretmen…

  • 26 Şubat 2018 16:06 Sezer Cevapla

    Tabiki de birçok kişi konu üzerine içerik yazıyor fakat önemli olan. Bu insanların elinden tutmak yönlendirmek keşke bu durumda olan insanlar tespit edilip tektek kaldirilsa..

    • 27 Şubat 2018 00:34 Fakir Cevapla

      Hangi birini? Bu ülkede zengin olanda param yok diyor fakir olanda zengin olan zenginliği kabullenmiyor daha çok daha çok… bilemiyorum.

  • 26 Şubat 2018 16:08 Yusuf Paçacı Cevapla

    Bazı şeyleri, insanlar olarak görmezden geliyoruz. Belki kendimizden utanmamak için, belki de hatalarımızdan kaçmak için. Yanlışlarımız var hepimizin. Bazılarını değiştirmek elimizden gelmez belki ama en azından buna dikkat çekmeye çalışmak ve en azından gündemde tutmaya çalışmak gerekir benim düşünceme göre.

    Şuraya şöyle bir söz bırakayım;

    Bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir.
    -george orwell ‘in hayvan ciftligi kitabindan

    • 27 Şubat 2018 00:36 Fakir Cevapla

      Bu tarz yazılar ile belki biraz farkındalık yaratabilirim çok az belki okunur diye yazıyoruz. Umarım yararlı olur.

  • 26 Şubat 2018 21:12 Feri Peri Cevapla

    Dünya çok kötü bir yerde… 27 milyon köle…
    Toplumdaki bilinç ve düşünce yapısı değişmedikçe fakirlik de değişmeyecek. En eğitimlisinden en eğitimsizine herkes birbirine kötülük yapmaya, yalnızlığa mahkum etmeye çalışıyor. Bir yerlerde fakirler ve düşükler olmalı ki, zenginler ve yüksektekiler parıldasın; mantık bu.
    Göz göre göre hala 27 milyon köle var demek. Ne için uğraşıyor bu Birleşmiş Milletler şaşılır şey… Tabii Güney Afrika onlar için hiçbir şey. Nice katliamlar oldu orada yine ses çıkarmadılar…

    • 26 Şubat 2018 21:29 Fakir Cevapla

      Birileri ağlarken birilerinin cepleri doluyor olay budur. Yorumunuz için teşekkürler.

Cevap Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.


Tavsiye Yazılar